26 Eylül 2014 Cuma

Montessori Eğitimi Seminer Notları 1.Gün

Ben internette İstanbul'u takip ederkeeen bir baktım ki memleketimde olacakmış Montessori Eğitim Semineri.Facebook taki Montessori ile Öğreniyorum grubunda duyurusu yapılınca ben de talip oldum ve şans bana güldü çok şükür:)Montessori ile Öğreniyorum grubumuz adına Lüleburgaz'da Esra Keleşer eğitmenliğindeki seminere ben katıldım.Bunun için grup yönetici arkadaşlarımın hepsine bana bu fırsatı verdikleri için tek tek teşekkür ediyorum.
Harika iki gün geçirdim.Esra Hanım bütün pozitifliğiyle,enerjisiyle engin bilgisiyle ışık tuttu hepimize.Daha Kayra karnımdayken merak edip araştırdığım,sevdiğim montessori felsefesine bir kez daha hayran kaldım ve seminer sonunda iyi ki katılmışım dedim.Zaman zaman biz de montessori aktiviteleri yapmaya çalışsak ta eksik yönlerimi gördüm,tamamladım ve yeni bilgiler edindim.
Çok uzatmadan seminer hakkındaki görüşlerimi,aldığımız bilgileri,gördüğümüz materyal ve sunumları paylaşmak istiyorum.
İki gün sürdü seminer.İlk gün çoğunlukla montessori felsefesi,evde nasıl uygulanabileceği nelere dikkat etmemiz gerektiği konusunda konuştuk.
Esra Hanım öncelikle montessori eğitiminden ve Maria Montessori'nin hayatından bahsetti.Öğrenmek ve daha ayrıntılı bilgi almak isterseniz Montessori Eğitim Sistemi ve Maria Montessori Kimdir? yazılarıma göz atabilirsiniz.
Daha sonra montessori eğitim sistemi ile ilgili temel noktaları belirtti.Mesela;
 Montessoriyi 5e ayırıyoruz:
1.Günlük Yaşam Becerileri
Çocugun günlük hayatta karşılaşabileceği şeylerden oluşur.Düzen ve titizlik önemlidir.Çocuk önce çalışacağı aracı seçer, masaya getirir ve çalışması bittikten sonra toplayıp yerine kaldırır. Böylece çocukta sorumluluk duygusu,dikkat algısı,el-göz koordinasyonu,bağımsızlık algısı gelişir.
Bu uygulamalar da kendi arasında ayrılıyor.Örneğin aktarma,gruplandırma,boncuk dizme, kağıt kesme,düğme dikme vs.el becerilerine giriyor. 
Günaydın,merhaba demek,teşekkür etmek,özür dileme vs. nezaket ve zarafet bölümünde yer alıyor.
Giyinme,soyunma,sofra hazırlama,burnunu silme, el yıkama, ayakkabı bağlama,düğme ilikleme vs.öz bakım becerileri kapsamında.
2.Duyu Eğitimi
Duyu araçları çocuğun tüm duyularına hitap edecek şekilde tasarlanmıştır.
Bu araçların amacı çocuğun duyularını etkilemek,boyutları kavramasını sağlamak,görsel algıyı güçlendirmek,yaratıcılığını desteklemektir.
3.Matematik Eğitimi
Matematik materyalleri sade,rahat,somut araçlardır.Materyaller soyut kavramları somutlaştırarak çocuğun sayıları tanıma,sayma ve dört işlem yapabilme özelliği kazandırır.
4.Kozmik Eğitim
Kapsamlı bir eğitimdir.Bizdeki gibi kimya,coğrafya,tarih gibi alanlara ayrılmaz.Materyalleri ile ülkemizi ve diğer ülkeleri,yemekler,dansları,müzikleri içinde barındırır.
5.Dil Eğitimi Etkinlikleri
Tüm bu bilgilendirme sonrasında evde neler yapabiliriz,nelere dikkat etmeliyiz sorularına cevap bulduk.
Öncelikle çocuğa bir kişisel alan oluşturmamız gerekiyor,yani temel alanlar yaratacağız.Çocuğun kullandığı nesneleri çocuğun boyuna uygun şekilde düzenlemeliyiz ki kendi günlük işlerini,ihtiyaçlarını tek başına karşılayabilsin.Zaten eğitim felsefesinin sloganı:"Bana kendim yapabilmem için yardım et!"Bu küçük özgür bireyler için evimizde küçük düzenlemeler yaparak daha rahat hareket etmelerini sağlayabiliriz.
*Mesela mutfamızdaki bir bölme veya çekmeceyi çocuğumuzun kullanacağı bardak,tabak,çatal,kaşık,mendil vb.gibi eşyalar için ayırabiliriz.İstediği zaman çekmecesini açar ihtiyacı olan eşyayı alır.Yemek için masayı hazırlarken kendi tabağını,bardağını vs.götürmesini isteyebilir,onu da masa hazırlamada yardımcı olması için sorumluluk verebilirsiniz.
*Banyo için öncelikle küçük bir tabure edinirseniz lavaboya ulaşması ve elini yüzünü yıkaması için yardımcı olmuş olursunuz.Klozet önü için de tabure şart,ihtiyacı olduğunda klozete kendi çıkması için ona ihtiyacı olacak.Yine banyoya lavabo yanına onun için küçük bir havlu asabilirsiniz.
*Ayakkabılığınızda çocuğunuzun erişebileceği yere onun ayakkabılarını koyabilirsiniz.Böylece dışarı çıkmadan önce ayakkabılarını alıp giyebilir.Yine kapı yanına asacağınız askıya çocuğunuzun montunu asabilirsiniz.
*Salon oyun alanı değildir,olmamalıdır.Salon aynı zamanda anne babanın da vakit geçirdiği ortak alan olduğundan çocuğunuz için salona küçük bir masa sandalye koyup,küçük bir raf yerleştirirseniz istediği zaman odasından getirdiği istediği oyuncakla,orada oynamasını sağlayabilirsiniz.(Tabii bir çocuk odanız varsa,yoksa yine ona ait bir oyun ve çalışma alanı sağlayabilirsiniz;)
*Kendi odasına gelinceeee:Öncelikle sakin,yalın bir düzen tercih edilmeli.Çocuğunuzun yatağı rahatça inip çıkabileceği yükseklikte olmalı(yer yatağı da tercih edilebilir,hatta küçük aylarda yer yatağı ideal olandır.)
*Beden farkındalığı için boyuna uygun bir ayna olmalı.
*Materyaller ve oyuncaklar için alçak ve açık raflar kullanılmalı.Çocuk istediği zaman hangi materyalle çalışacağına veya hangi oyuncakla oynayacağına kendi karar vermeli.
*Kişisel bir masa ve sandalyesi olsun ki masa çalışmalarında rahat hareket edebilsin.
*Çalışmalarını sergileyebileceği bir pano olmalı.
*Çocuğun dolabı ona göre düzenlenmeli,ihtiyacı olan kıyafete,çoraba vs.kolaylıkla erişebilmeli. 
*Kitaplık az sayıda kitaptan oluşmalı,dilerseniz arada değişiklik yapabilirsiniz.
 *Oyuncak sayısı da mümkün olduğunca az ve düzenli olmalı.Küçük raflar ve bölmeler kullanarak daha düzenli bir hale getirebilirsiniz.Çok parçalı oyuncakları lego vb.düzenli,kapaklı kutularda muhafaza edebilirsiniz.
Gelelim montessori çalışmalarınaaaa.
Öncelikleee çocukların öğretmeni değil annesiyiz,bu yüzden amacımız bu çalışmaları iki tarafın da zevk alarak yapması:)
Yine maddeler halinde yazarsam daha kolay olacak sanırım.
*Öncelikle materyal sunumu için çocuğun sakin bir zamanını bekliyoruz:)
*Çocuğun dönemsel özelliklerine göre etkinlik seçiyoruz,uygularken basitten karmaşığa ilkesini gözardı etmiyoruz.
*Çocuğu "sana göstermek istediğim bir şey var görmek ister misin,ya da bugün benimle .....çalışması yapmak ister misin?"şeklinde davet ediyoruz.Çocuk isterse yapılır,istemezse daha sonra denenmek üzere kaldırılır.Bu konuda yanlış yapıyormuşum mesela.Ben haydi bugün...... çalışması yapalım diyormuşum onu farkettim,sürece kendimi de dahil ediyormuşum yani.Bugünlerde Kayra da sen yap deyip bana bırakıyordu etkinliği,altında yatan sebep buymuş meğerse.Kelimeler gerçekten önemli!!!
*Çalışmayı yapmadan önce kişisel bir çalışma alanı oluşturup (mümkünse tek renk,koyu)bir kilim seriyoruz.Eğer aktarma gibi çalışmalarsa masayı tercih edebilirsiniz.
*Çocuğa materyali tanıtır veya sunarken sessiz ve sakin olmalı çocuğun inceleyip keşfetmesine fırsat vermeliyiz.
*Sunum esnasında çocuğun rahat görüp incelemesi için çocuğu solumuza oturtmalıyız(tabi solak değilse).Tüm çalışmaları yazıya hazırlık olması açısından soldan sağa yapıyoruz ama kaptan kaba aktarmada malzeme sağda başlıyoruz.
*Çalışma sırasında çocuğa karışmayıp gözlemliyoruz.Müdahale etmekten kaçınıyoruz.
*Önemli olan çocuğun zevk alması.Çocuklar sonuca bakmazlar,süreci severler diyor hocamız.
*Çocuk çalışmayı bitirene kadar beklemeli müdahale etmemeliyiz,tekrarlamak isterse tekrarlayabilir.Önemli olan doyuma ulaşması.
*Montessoride ödül-ceza yok.Hatta bizim sık yaptığımız olan "aferin"de demiyoruz.Çocuk yaptığı işi yapması gerektiği için yapıyordur,aferin demek te bir ödül cümlesi gibi oluyormuş.Mesela güzel bir resim yaptığında aferin demek yerine renkleri ne güzel kullanmışsın diyebilirmişiz.Ya da bir zor bir şeyi yapabildiğinde güzel yaptın,başardın gibi cümleler de olabilir.
*Materyalleri tutmak için üç parmağımızı kullanmalıyız.Masa sandalye yerleştirmede,sandalyeye oturur ve kalkarken,tepsi tutmada baş parmak dört parmak kullanıyoruz dengelemesi için.
*Katı aktarmalarda kaplar ne ise kaşık ta aynı olmalı.Çalışmanın ilgi çekici yanı tutuş şekli.Kaşık baş parmağımız ve işaret parmağımızla tutulur,orta parmakla desteklenir ve bilek bükülmeden aşağı doğru çevrilir.
*Sıvı aktarımında iki,katı aktarımında üç parmağımızla(katı daha ağır olduğundan)bardağı destekliyoruz.
*Aktarma yaparken tüm malzemeler aynı olsa iyi olur.Bir de aktarma çalışmalarında evde sık kullandığınız bir malzeme olmamasına dikkat edin dedi Esra Hanım.Mesela yemek yediğimiz kaşığı kullanırsak yemek masasında tabaklarında da aynı şeyi yapıp oyuna döndürmek isteyebilirmiş.
*Sıvı aktarımında tepsimizin yanında bir bez bulunduruyoruz,eğer dökülürse mümkünse tampon şeklinde siliyoruz ki sabırla yapmayı öğrensin.(önceleri büyük bez kullanıyoruz,çocuk büyüdükçe sünger küçülüyor.)
*Masayı silerken de S şeklinde siliyoruz ki kaba motor becerileri gelişsin:)
*Dil gelişimi için kartlar hazırlayabiliriz,nesneleri büyüklüklerine göre tanıtacaksak küçük-büyük-en büyük şeklinde sıralamalıyız.
*Yazma çalışmaları önce havaya,vücudumuzla,zımpara kağıdına ve kum tepsisine göre sıralanıyor.
*Kullanılan günlük yaşam araçları gerçeğe uygun olmalı.
*Materyaller (pembe kule,kahverengi merdiven vb.)mutlaka iki ille taşınarak yapılmalı.Böylece hem duyusal olarak keşfetmiş olacak hem de düşürme,devirme ihtimali azalacak.
Çocuğumuzun dönemsel özellikleri hakkında da konuştuk.Mesela genellikle iki yaş döneminde anlamsız inatlaşmalar,huysuzlanmalar ve hatta vurmalar olabiliyor.Mesela ışığı açtınız,çocuk ta ben açacaktım diye tutturdu o zaman "bu sefer ben yaptım bir dahaki sefer sen yaparsın"diyoruz,ağlarsa müdahale etmeden.Sakinleştiğinde konuşabiliriz,ya da sakinleştiğinde gelip ... yapabilirsin gibi cümleler kurabiliriz.Ağlamasına çok müdahale etmeyip bu tarz cümleler kurarsak bir gelişme olacaktır.(ben deniyorum birkaç gündür,ağlayabilirsin oğlum ağlaman bitince gelebilirsin deyince bazen hemen susuyor bile).
Diyelim ki vurdu.Şiddet uyguluyorsa soruyla mesaj veriyoruz:Elimizi ne için kullanıyoruz?gibi...
Onların da bir birey olduğunu,vücudundan sorumlu olduğunu bilmeliyiz.Öperken severken öpebilir miyim diyerek izin istersek vücudunun ona ait olduğunu bilir ve yabancılara karşı temkinli olur,istemediği kişinin öpmesine izin vermez gibi.
Genelde oyuncak paylaşımı sorun oluyor çocuklarda.Asla paylaşmalısın diye müdahale etmemeliymişiz.Ben senin boynundaki kolyeyi istesem verir misin dedi mesela Esra Hanım.O oyuncak ta çocuğun,ister verir ister vermez.Paylaşmayı ancak kendi isterse yapar,ve bunu akranlarıyla vakit geçirdikçe,zamanla öğrenecektir.
Yemek zamanı için de kum saati önerisini getirdi Esra Hanım,onlar uyguluyorlarmış.İşte mesela kum saatini çevirip yemeğini yemesini izleyip,ilk yediğini baz alacağız;bir yemek saatinde on kez mi çevirdik bir sonraki yemek saatinde bak şimdi çevireceğiz ve bu on kez döndüğünde yemek zamanımız sona erecek ve sonra sofrayı kaldıracağız diyebiliriz.Diş fırçalama için de aynısını uygulayabiliriz.
Bir de asla çocuğa hangi elini kullanması gerektiğini söylemeyecekmişiz.(ki ben bunu yapıyordum :( ) Hangi elini kullanacağına onun karar vermesi gerekmiş,çünkü bu beynin çalışmasıyla ilgiliymiş.Biz farklı bir komut verdiğimizde beyinde farklı algılanacak,özellikle dil gelişimini etkileyecekmiş.Mesela "R"harfini söyleyememenin sebeplerinden biri olabilirmiş bu.Ben son zamanlarda sağ elini kullansan daha rahat yaparsın diye uyarıyordum.Ve Kayra son zamanlarda s harifini biraz peltek söylemeye başlamıştı ,ben ortam değiştirmemize farklı kişileri görmemize bağlıyordum ama eşime de bunu söyleyince birkaç gündür hiç uyarmadık ve biraz bir düzelme farkettik.Ne ilginç...

İlk gün notlarım bunlar.Çok uzun olmaması ve sıkmaması için 2.günü bir diğer posta bırakıyorum.Umarım faydalı bir yazı olmuştur.
Sevgiler

12 yorum:

  1. Harikaaaaa... bekliyoruuzzz dört gözle ;)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederiiim sevgili Emine:)umarım beklentinizi karşılamışzdır ;)

      Sil
  2. Super paylasim😊 harika bilgiler. Ben bu bilgilere ulasma icin kitap kitap dolastim ama bu kadar detayli bilgiler alamamistim. Tesekkur ederiz caliskan Anne.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ah güzel sözleriniz için asıl ben teşekkür ederim deli gibi ;) çok mutlu oldum ;)

      Sil
  3. çok teşekkürler Gamze'm, bir türlü başlayamayan bana bir rehber olduğun için...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. rica ederim Elif'im,umarım güzel bir baslangıç yaparsın o zaman ;)

      Sil
  4. Şahane!! Miniminnacık ucundan tutmuşuşuz...Çook yolumuz var :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yol uzun ama keyifli,biz de basındayız daha hep birlikte yavas yavas yürürüz inşallah:)sevgiler batur'un annesi

      Sil
  5. Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim canım,adanada katılacaksın sen de sanırım,harika geçeceğine eminim.öpüyorum canımm

      Sil